Kadına Şiddet ve İslam

Şiddet insanların kaderi olmaması gerekir. Toplumsal olarak kadın daima 2. sınıf olarak görülmüştür. Gördükleri muamele dünyanın var oluşundan itibaren daima aynı olmuştur. Atalarımızın söylediği ama yanıldığı sözlerden birisi “kadının karnından sıpayı, sırtından sopayı eksik etmemeli” lafı tam yerinde olacaktır. Kadına şiddet aslında onların hayatlarını ellerinden alarak toplumsal bakımdan küçülmelerine sebep olmaktadır.

Kadına şiddet sadece fiziksel anlamda değildir. Psikolojik alanda yapılan baskılar dahi kadınların hayatını doğrudan etkileyecektir. Ülkemizde kadınların bir çoğu psikolojik bakımdan baskı görüyor. Kendi ayaklarının üstünde durmasına imkan sağlanmadığı gibi onları hayattan çekip almaktadır. Aileler tarafından babalar unsuru zorla evliliğe itilmesi ve sahip çıkılmaması ile etkisini gösterir. Kadınların kendince karar vermelerinin engellendiği gibi onların yaşamsal olarak bastırılmaya başlanmıştır. Toplum içinde öyle bir zihniyet vardır ki, erkeklere daima üstün gözüyle bakılarak onlara aşağıdan bakılmıştır.

Ülkemizde artan kadın cinayetlerin haddi hesabı olmadığı gibi namus sorunu olarak görülerek devam edilmiştir. İnsanlar çevrelerine baktığı zaman kadının yaptığı hatalar daima namus sorunu olarak kabul ettirilmektedir. Kadınların düşünceleri doğrudan etkilenmiş ve yaşamsal olarak sorunlarla karşı karşıya kalmışlardır. Ülkemizde kadın cinayetlerinin temel sebebi kıskançlık ve namus gerekçesi gösterilerek yapılmasıdır.

Kadına yönelik şiddetin engellenmesi “cennet annelerin ayaklarının altındadır” ile belirtilmiştir. Kız çocuklarının amcaya gidiyoruz diyerek ateşler içerisine atılmasına dur denilmiştir. Melekler tarafından annenin omzuna dokunularak hira dağı gösterilmiştir. İslam dininde kadın ve erkek üstünlüğü söz konusu değildir. Dinimiz kadına ve erkeğe eşit bakılarak kız çocuklarına daha çok hoşgörü gösterilmesi gerektiğini göstermiştir. Kadınlar şiddeti değil sevgiyi ve sahiplenmeyi hak ediyorlar. İnsanlara gönderilmiş birer emanet olmaktadır.